29 Aralık 2009 Salı

Yamato Nadeshiko Shichi Henge ( The Wallflower )


Bankaikun'un son anime buluşmasında verdiği bir seriyi daha bitirdim *-* çabuk çabuk yorumlarımı yazıp kaçmak niyetindeyim..

Seriyi tanıtacak olursam;
4 liseli ve aşırı yakışıklı gence ev sahibeleri bir teklifte bulunur.Eğer ev sahibelerinin içine kapanık yeğenini bir lady'ye dönüştürebilirlerse kira ödemek zorunda kalmayacaklardır..Tabi bu dört genç teklifin üstüne atlarlar ..Lady'ye çevirmeleri gereken kızı görünce de...

evet efenim, lady'ye dönüşmesi öngörülen Sunako yaklaşık olarak şöyle birşeydir



Kendine güveni sıfır, tüm zamanını odasında biyoloji modelleri ve iskeletlerle korku filmi izleyerek geçiren, ışıktan nefret eden ve karanlıktan ayrılırsa eriyeceğine inanan ve kendini çirkin zanneden bir genç kız kendisi.2 yıl önce sevdiği çocuğua ondan hoşlandığını söylediğinde çocuktan aldığı tepkiyle bu hale gelmiş diyebiliriz ." çirkin kızlardan nefret ederim" ..Bir bağyan olarak diyebilirim ki hangi kıza böyle bir laf etseniz onu depresyona sokabilirsiniz.Tabi sunakochanda etkisi fazla olmuş...Sunako'nun kendine güvenmemesi olayını geçersem zevkleri ve tarzı gayet eğlenceli ve sevilesi geldi bana (sanırım tam zıddını göstermeyi amaçlamışlardı)
Ayrıca da yukardaki gibi çizilmediği zamanlar gayet enfes bir gotik hanımefendi olduğunu da belirtmeliyim..Daha çok özelliği var (yakışıklı erkeklere ya da kendi deyimiyle " parlak yaratıklara" baktığında burnunun kanaması gibi,ama kalanını kendiniz izleyip görseniz daha iyi olur diye düşünüyorum ^^) Sunako'nun seiyuusu ise Takaguchi Yukiko (ne yazık ki başka bir rolünü bilmiyorum..)

Gelelim diğer karakterlerimize..Sunako'nun haricinde 5-6 önemli karakter daha var.Birincisi Ev sahibesi (landlady'nin garip bir çevirisi oldu ama xD ) , kendisini çok görmüyoruz, genelde aşkın peşinde dünyada dolaştığı için xD

Sunako'yu değiştirmesi gereken yakışıklı erkeklerimiz de Takano Kyohei,Oda Takenaga,Toyama Yukinojo ve Morii Ranmaru...

Takano esas oğlanımız, aşırı yakışıklı olmasından dolayı kızlardan çok çekmiş..Çok bişey demek istemiyorum spoiler olmasın xD Kendisi aşırı asabi bi tip ama çok sevimli bir karakter bence..Özellikle şu çilekli resmi beni bitiriyor xD Seslendirmecisi de Shikamaru ve Jasdebi rollerinden tanıdığım Shawtaro Morikubo.

Bir diğer "parlak yaratık" ise Takenaga..Biraz bilmiş, çok okuyan ve Japon kültürüne bağlı birisi.Ayrıca okulun en güzel bayanı olan Noichan'la da tam adlandıramadığımız bir ilişkisi var =3 Noi-chan onu seviyor da yani..Takenaga çok utangaç..Seslendirmecisi en beğendiğim erkek seiyuulardan birisi olan Tomokazu Sugita..Sugita-san Takenaga'da da çok iyi iş çıkarmış..

İşte buyrun Takenaga;





Bu da Nakahara Mai'nin ses verdiği Noi Kasahara^^



Yukinojo ise dördünün arasında biraz daha ezik kalmış gibi geldi bana..Çok şirin biz yüzü olduğu ve pek güçlü olmadığı için kötü hissediyor bazen kendini..Aralarında en tarz sahibi oymuş mangakanın dediğine göre..Bence de en çok kıza benzeyeni odure (böyle dediğime bakmayın severim yukiyi de ^^ ) Seslendirmesici Yuuya Yamauchi imiş xD (tek rolü bu sanırım O_o)

Yanılmıyorsam mangada Yuki'nin bir kız arkadaşı vardı, ama animede hiç bahsedilmiyor ondan..O yüzden kızdım biraz xD

Bu arada O_O resmine bakınca farkettim şimdi , Yukinin boynunda vivienne westwood kolyesi var!Demek ki cidden modadan anlıyor O_O sugeeee~

Neyse , biraz dikkatimi toplayarak son erkeğimize dönüyorum..Ranmaru..Ranmaru tam bir ladykiller (çeviremedim bunu O_o piç mi desem yere bakan yürek yakan mı desem?) Yakışıklı olup da bayanlardan gördüğü ilgiden ciddi manada zevk alan tek kişi o aralarında sanırım..İleri bölümlerdeyse değişiyor biraz..Sanırım mangada saçı daha sarıya dönük bir renkti, animedeyse direkt kırmızı...Ranmaru'nun seiyuusu da Hirofumi Nojima (tanıyor olmama gerekip te tanımadığım seiyuulardan..)


Herkesten bahsedip de Hşrochiden bahsetmemek olmaz XD Hiroshi Sunako'nun en yakın arkadaşı , bir biyoloji modeli (biyoloji modeli nedir O_O http://www.arikangroup.com/img/urun/SMD1272-32parts_(1).JPG bu işte.. hiroshinin iç oragnları yok gerçi xD Animede bölümlerin açılışında birkaç cümlelik girişler yapıyor bize..Sunakonun diğer yakın aradaşları Akira ,Josephine ve diğerleriyle o karanlık odada yaşıyor kendisi xD

Bu arada bu yazıyı hazırlarken ilginç birşey keşfettim, paylaşmalıyım.Ünlü birt anime yönetmeni olan Watanabe Shinichi'nin kendisini animelere karakter olarak eklemek gibi garip bir huyu varmış..Kendisini karakter olarak eklediği animelerin arasında Wallflower da var http://myanimelist.net/character/2795/Nabeshin buradan bakabilirsiniz..

***

Neyse efenim..Madem karakterleri inceledim şimdi anime hakkında genel bir yorum yapabilirim.İlk olarak uyarlanışı..manganın hepsini okumadım, sadece Gaby'nin verdiği iki cildi okudum.Biraz da uyarlama konusunda araştırma yaptığımda gördüm ki pek başarılı değilmiş uyarlama konusunda..Çoğu bölüm uydurmaymış..Zaten filler olanları rahatlıkla farkedebiliyorsunuz, ben burdayım diye bağırıyorlar.Benim okudğum yerlerin uyarlamaları da beni biraz rahatsız etti aslında..Çok yer değiştirilmişti..Kyohei'yi bir host klübü kaçırıyordu mesela,mangada kelepçe kırbaç mod varken animede kurdelelemişlerdi! O_o

Neyse, ben fillerlara değiştirmelere dayanamam diyorsanız mangayı okuyabilirsinz, hala devam etmekteymiş..

Ben wallflower'ın tanıtımını ilk ne zaman gördüm çok iyi hatırlyıorum.Artık ezberlemiş olduğum sanat dünyamız dergisinin mangaya ayrılmış sayısındaydı, kişisel manga tanıtımları bölümünde..gerçi daha önce misa-chan'dan duymuştum ama konuyu okumam ve ısınmam orda oldu.Bu resim vardı hatta tanıtımda , ve ben onun bir erkek olabileceğini hiç düşünmemiştim..
neyse, yazın manganın iki cildini okuyunca bu seriye biryerlerden başlama kararı almıştım ^^ Sonra bankaikun benim için çekti (çok teşekkür edeirm ona da burdan ^^ )




Neyse, uyarlamayı geçip çizimleri incelersek..Çoğu kişi için erkek karakterlerin bu kadar feminen çizilmesi rahatsız edici olmuş ama ben o kadar rahatsız olmadım.En başlarda biraz göz tırmalayıcı gelse de sonradan alıştım diyebilirim..Artık feminen değil yakışıklı geliyorlar..

Mangada sunakochan çoğuhnlukla chibi halinde çizilmiş (gabynin deyimiyle patates xD ben de öyle diycem chibi değil bu çünkü xD )Mangada rahatsız etmese de animede sürekli patates olarak çizilmesi can sıkıyor biraz, ne zaman normal insan boyutuna geçicek diye beklenti içine giriyor insan..ellerinde falan taşıyorlar sunakoyu.. >_>

Çizim demişken..Animasyona değinmeliyim..Animasyonu da pek beğendiğimi söyleyemem..çoğu yerde çizimden kaçmışlar..Manganın çiziminde rahatsız edici gelen profil çizimleri biraz düzelmiş,ya da düzelmemiş de hareket halinde olduklarından göremedim?

müziklerine gelirsek..ilk açılışta çok hayalkırıklığına uğradım.açılışı mangakanın sevdği bir sanatçı yapmış..zaten mangaka şu dörtlüyü yaratırken beğendiği sanatçılardan eski sevgilileirnden falan esinlenmiş baya bi...işte bu sevdiği sanatçıların birinin söylediği şarkıyı kullanmışlar açılışta.ama açılıın animasyonu çok kalitesizdi, ilk bölümden görütnler derleyip açılış yapmak iş değil hani...Sonradan değiştirdiler ve daha memnun oldum.Şarkıyı da beğenmemiştim ama alıştım diyebilirim..ilk kapanışı sevmek için çok zorladım kendimi ama sevemedim.ikinci kapanışsa baya güzeldi bence ^^

Gördüğünüz gibi, çok da beğenmiş gibi yazmadım yazıyı..ama işin aslı seriyi baya beğendim.kötü yönleri olabilir, konusu da basit gibi gözükebilir..ama kız/erkek ilişkilerini böyle bir şekilde işlemesi, çirkinliği sorgulaması ve böyle burun kanatan erkek karakterleriyle çok beğendiğim bir seri oldu.MyAnimeList'te de 8 puan verdim.Aslında 9 bile verirdim ama 8..neden biliyo musunuz... (işte yazının en vurucu noktası xD)

o bir puanı kıran şu dörtlüdür



goth loli sisters..

mangada bulunmadıklarını iddia edicektim ama varlarmış, yeni öğrendim..

Gotik Lolitaları böyle çirkin gösteren dörtlüden inanın nefret ettim.Çok gereksiz kaçmışlar (bu arada animede türklerin kurduğu goth loli sisters fan club buldum O_o oha... http://www.facebook.com/group.php?v=wall&gid=36136018149)

(Bankaikunda sevmekteymiş goth loli sisters'ı O_o bi ben mi sevmedim ya..aksanları olsun tipleri olsun..ki ben gotik lolitaları çok severim normalde ^^')


neyse, Animeyi irdelemeyi burda bitirerek yeni gelen bir haberi bildiriyorum, Wallflower'ın TV dizisi (drama) yapılıyormuş! haberi http://www.anime.web.tr/haberler-1/the-wallflower-tv-drama/'dan okudum ama birçok yerde vardır şimdi..ordan karakterleri oynayacak insanlara da bakabilirsiniz..Bana pek güzel olmayacak gibi geliyo ama bakalım..belki beni haksız çıkarırlar..

18 Aralık 2009 Cuma

Bir Bounce çılgınlığı

tanrım, bu oyun nasıl bişey?? oyun sevmeyen, oyunlardan anlamayan beni kilitledi resmen..evet nokianın kıytırık oyunu, top zıplatarak ödül topladığımız bounce'dan bahsediyorum.. (deli miym neyim?)

Bu hafta çıldırdım iyiden iyiye..annemlerin alışveriş çılgınlıklarında aldıkları telefon benim elime geçmeyecekti hiç..Özümde, kameralı/eğlenceli telefonlara karşıyım, iki kıytırık telefonum var, bi tanesinin mesaj kutusu sadece 10 mesaj alıyor, o kadar eski, antenli falan..ama mutluyum ben onlarla..o yüzden bu telefonu tüm ısrarlara rağmen kabul etmedim..ama bikaç günlüğüne yürüteyim dedim..sonra da bounce'u keşfettim..


Neyse..iyice çıldırmadan kapatmalıyım bu konuyu..bi başka saplantıma geçicem şimdi O_O




Vivienne westwood'un melissa için tasarladığı kanatlı ayakkabılar *-* istiyoreeeemm *-*

Westwood çılgınlığım NANA'yı izlememle başlamıştı *-* şu anda da deli gibi sürüyor, eBay'a girip "Vivienne" yazıp arama yapmadığım gün yok nerdeyse (henüz orijinal bişeyini alamamış olsam da...) ama bunarı görünce çıldırdım resmen *-* hemen para biriktirip alıcam (arkadaşlarım da sarktılar, onlardan önce almalıyım ehehe *-*)



Ayrıca bu ceketin de (vivienne'in tasarımı, 1987'de çıkmış, heart lapel jacket yazıp resimlerine bakarsınız bence *-*) bi benzerini diktirmeyi düşünüyorum *-* sadece cosplay için değil..normalde de giyicem..valla..

neyse, şimdi gidip telefonumu sarj ediyim, bounce oynayamıyorum da xD

7 Aralık 2009 Pazartesi

Noryoku Shiken Faci..ay, Macerası..

İyigünler efenim..Şimdi sizlere haftasonu maceramı anlatıyorum *-* (çok heyecanlı)

Sene başından, Japonca kursuna gittiğim dönemlerden beri niyetim avardı NOryoku shiken'e girmeye..O nedir derseniz... http://www.japonya.org/japonca/japonca-yeterlilik-sinavi ...

neyse efenim, ben en düşük seviyeye girme kararı almıştım (4 oluyor o da..) sonra bir takım karışıklıklar, birilerinden kayıt rica etmeler falan derken 3. seviyeye kaydoluvermişim O_o (bu seviye de baya bi kasan bişey yani >_> üst seviye oluyor..)

Neyse, cumartesiden otousanla çıktık yola, gittik ankaraya *-* çalışmalar, son anda kanji öğrenmeler falan (ki kursta hiç öğrenmemiştim kanji) derken sınav saati (dün 13:00 suları) geldi çattı..girdim sınava..millet japonca bölümlerinden gelmiş, çatır çatır yaptılar, ben de listeningten başka bişey yapamadım T_T 3'ü veremedim özetle T_T ayrıca heyecandan çevredeki bleach muhabbeti yapanlarla iletişime de geçemedim XD

T_T dün gece evime tekrar ulaşmamla ilk noryokushiken maceram da tamamlanmış oldu T_T bakalım, seneye yine girerim belki *-* kısmet xD

1 Aralık 2009 Salı

Türkçe Manga??


evet efendim, anime.gen.tr'de okuduğum şu haberle sarsılmış bulunuyorum http://www.anime.gen.tr/haberdetay.php?id=1308

Yeni kurulan bir yayınevi haberde listesini gördüğünüz mangaları yayınlama kararı almış.Bu haberin beni sarsan bölümüyse Listede Vampire Kisses; Blood Relatives'in de olması..

Öncelikle şunu belirteyim.Türkçe manga yayını konusunda, hatt Anime manganın türkiyede yaygınlaşması konusunda biraz kararsız bir insanımdır.En başlarda "hadi yayılsın, izleyelim hep beraber, her yerde bunun muhabbetleri dönsün herkes sevsin ki~!" gibi bir tavırdayken ilerleyen zamanlarda bu tavrım tam zıddına "yayınlamasınlar abi, ne gerek var..şu an izleyen /okuyan kitle zaten belli bir altyapıya sahip , bunu okumayı hak edecek (hakedip haketmediğini yargılşamak bana düşmez ya..) insalar..artarsa orda burda yaygınlaşmadan artsın!" gibi birşeye dönüştü, bahsettiğim son tepki biraz mtvnin yanime yayınları ve benim çevremdeki kitleyle alakalıydı ( hep muhabbetini yapıyonuz ya ben de izliycem lan bliiç diyen bir kitle var da çevremde..of tamam sinirlenmiycektim bi dakika..)..Bu aralarsa biraz kabullenme biraz da takip etmeye çalışma içindeyim sanırım..Ama bu son haber beni yıktı.Nedeniyse yayınlanacak serinin vampire kisses olması..

Manga olarak da kitap olarak da en beğendiğim serilerden birisidir..

Ben Alacakaranlıktan nefret ediyorum evet..ve o salak edwardsevelerin ve edward'ın yanında alexander ve raven gibi karakterlerin pahabiçilemez olduğunu düşünüyorum.Türkiyede fazla bilinmeyen bir seri, öyle de kalmasını isterdim..ama şimdi " sevgili " Arunas Yayıncılık bu seriyi tüm edward severlere açıyor.twilight forumlarında gördükçe saçımı başımı yolacağımı biliyorum ve elimden birşey gelmiyor , inanın..Sadece kendimi sinirlendiriyorum buralarda..

Vampire Kisses'ı ilk kez sanat dünyamız dergisinin kış 2007 satyısında gördüm (anime manga üzerine hazırlanmış, mükemmel diyebileceğim bir sayıydı..) biraz araştırma sonucunda mangasının sadece bir cildine ulaşabilmiştim internet üzerinden.Bu yaz (1.5 senelik arayıştan sonra) gabrielle bulup getirince çok sevinmiştim manganın iki cildini *-* kitaplarınıysa ebook olarak okudum, sonrasında iki cildine robinson Crusoe vasıtasıyla ulaştım..mutluyum huzurluyum falan neyse..

şimdi bu mutluluğum baltalanmak üzere nasıl olsa..

Burdan arunas kitabevini lanetliyorum..belli mi olur belki lanetim tutar da basamazlar (evet bunu çok istiyorum !) bencil olduğum ve seriyi kendime saklamak istediğim için kusuruma bakmayın.. >_> Ayrıca bir twilightseverseniz ve bu mangayı /kitapları okumaya çalışırsanız lanetim sizin üzerinizde de etkili olsun >_> hadi defolun şimdi..




NOT; alttaki manga sayfası kitaptan falan değil ha >_> bakalım çevirisi nasıl olacak.merak içindeyim..

Jigoku Shoujo




Yeni geçmiş Kurban Bayramı tatilinde bitirmeyi başardığım (ki Bankai-kun'dan alalı 1 ay olmuştu) seri oluyor Jigoku Shoujo..Hazır taze bitmişken düşüncelerimi yazayım dedim..

Tasarım olarak çok beğendiğim bir seri oldu.Enma Ai'nin siyah saçları, kırmızı gözleri,kıyafetleri, aksesuarları..kısaca herşeyi beni büüyledi diyebilirim.Ama Son bölümlerdeki atağını karakterin gidişatına pek yakıştıramadım..

Enma Ai'nin seiyuusu Mamiko Noto'nun (http://myanimelist.net/people/40/Mamiko_Noto) sesini başka bir dizide farketmemiştim işin aslı..Ama oldukça başarılı bir iş çıkardığını söyleyebilirim..Tabi, diğer seslendirmeciler için de aynısı geçerli..nerdeyse her bölümde çok beğendiğim bir seiyuu'yu dinlemek seriye ayrı bir hava kattı diyebilirim..

Bunlar beğendiğim yönler..Neleri beğenemediğime gelirsek..

Seri ilerlemiyor! (Oyungezerde 3. sezon tanıtımını gördüğüm günden beri bunu bir yerlere yazmak istiyordum!evet yazdım!!) Bölümler birbirini tekrar ediyor biraz, işin aslı sonunda neler olacağını bilmesem (Nerden Yemiştim o Spoiler'ı Allah bilir) muhtemelen seriye devam edemezdim.Aynı şekilde, kalan sezonlar da böyleyse nasıl devam ederim bilemiyorum, onu da söyleyeyim..

Elimde serinin mangasının birkaç bölümü de vardı,Ama internette ingilizce olarak yalnızca iki bölümünü bulabildim..Kalanına ulaşırsanız, mutlaka okumanızı tavsiye ederim..Çizerin tarzı shoujoya fazla kaçıyor, enma da animedekine pek benzemiyor ama oldukça hoş çizimleri var..

Neyse, sonuç olarak beğendiğim bir animeyi daha bitimriş oldum, cosplay listeme de Ai'yi ekledim güzelce..şimdi onun kıyafetlerini yapmanın derdine düşeceğim, uygun fiyata güzel kırmızı lens bulan dürtsün beni ^^

Yami ni madoishi aware na kage,
Hito o kizutsuke otoshime te,
Sumini oboreshi gō no tama...


Ippen, shinde miru ?




Başka bir incelemede görüşmek üzere *-* hoşçakalıın *-*