21 Şubat 2011 Pazartesi

I



Koştur koştur yurttan fırladım.Geleceğimi söylediğim saate 15-20 dakika vardı ve taksime gitmem bi saatten fazla sürüyodu.bi yandan metrobüse koştururken bi yandan telefonumu çıkarıp mesaj attım "neko-kun!ben biraz gecikicem taksime gelince haber ederim!" çok geçmeden cevap geldi "tamam munchy =3" diye.O sırada durağa geldim bir kıyamet kargaşa içerisinde metrobüse binmeyi başarmıştım.Oturdum, kulaklıklaırmı takıp müzik dinlerken uyuklama olayına giriştim.bi yandan da sevgilimle mesajlaşıyordum , çok da uyuyamıyordum kısacası.mecidiyeköyde metroya geçtim yine koşturarak.ve sonunda taksime ulaştım Meydandaki burgerda oturuyolardı.yanlarına geçtim ben de biraz soluklandım.Zaten kırk yılda bi görüyoduk birbirimizi o yüzden gecikince kendime kızmıştım ama onlar bana kızgın değil gibiydiler.icetealerimizi yudumlayıp sigaralarımızı içerken muhabbet ettik biraz.Bi yandan da ondan sonra nereye geçsek ona karar vermeye çalışıyoduk.

O sırada cadde tarafından sesler geldi, terastaki insanlar kenara doğru yönelip aşağıyı izlemeye başladılar biz de peşlerinden gittik yavaşça.ciddi bişey değildi muhtemelen her zamanki eylem çatışma olaylarıydı.cumartesi anneleri, hayvan hakları koruyucuları muhtelif işçi sendikaları vs polis.küçük olmanın avatnajını kullanarak kenardan sıyrıldım ve önlere geçtim.evet tahmin ettiğimiz gibiydi, 3-4 kişi polisle çatışıyordu.bir terslik var gibiydi ama?lenslerimi takmamıştım, gözlerimi kısarak daha dikkatle baktım.polisler kalkanlarını önlerine almışlar ve o 3-4 kişi için barikat kurmuşlardı , birbirlerine bakıp ne yapacaklarını tartışıyor gibiydiler.eve eylemci olduğunu düşündüğüm adamlar.bir tanesi inatla gidip kalkana çarpıyordu diğeri ellerini öne uzatmıştı, polise doğru.çok garip gözüküyorlardı.Güldüm, ve endişeli endişeli olayı izleyen insanlar dönüp bana garip garip baktılar. "zombie walk yapıldığından haberim yoktu" dedim umursamazca.Bu sırada Tolga ,Yiğit ve Gürkand a insanların arasından sıyrılıp yanıma geldiler.onlara dönüp sırıtarak "zombie walk" dedim.bu sırada zombilerden birisi polislerin yanınan ayrılıp gayet yapay duran zombie yürüyüşüyle caddeye doğru ilerlemeye başladı.biraz daha dikkatle inceledim onu, pek makyaj yapmamıştı, soluk bi teni vardı göz altları da çökmüştü sadece.baya başarısızdı yani makyajı.Ben onu incelerken insanların yanına yaklaşmıştı bile.ona yaklaşan fotoğraf makinalı kıza doğru baktı, bir an duraksadı sonra da ona saldırmaya yeltendi.kız gülerek bir-iki adım geri çekildi.açıkçası saldırısı makyajı ya da yürüyüşünden daha etkileyiciydi o yüzden çok da başarısız olmadığını düşünmeye başlamıştım.zombi kıza doğru biraz daha ilerledi, kız makinasını arkadaşına uzattı "çek" diye işaret ederek ve kendini zombiye bıraktı.zombi kıza iyice yaklaştı bir yandan tırnaklarını batırırken bir yandan boynunu ve yüzünü ısırıyor gibi yaptı. yanımdakilerin seslerini duyunca daha dikkatli baktım , ısırıyor gibi yapmıyor da cidden ısırıyordu sanki, kızın boynundan kan fışkırıyodu, kız kaçmaya çalıştıkça üstüne geliyordu iyice sarmıştı onu.gerçekten inandırıcı gözüküyordu..

"Destan." diye seslendiklerini duydum, bir dakika manasında parmağımı kaldırdım.biraz daha izlemek istiyordum, çünkü çok özenerek yapmışlardı.Polisin silahını çektiğini ve zombilerden birini vurduğunu görüdm diğeri de copuyla bi zombinin üzeirne çıkmış ona vuruyordu."Destan!"bu sefer daha sertti sesleri, döndüm.>Terasta bizden başka pek kimse kalmamıştı, insanların içeriye merdivenlere seyirttiklerini görüdm "aşağı mı iniyoruz?" diye sordum heyecanla.ciddi yüzlerle bana baktılar."Ne?Katılıyormuyuz yoksa?"Yüz ifadeleri değişmemişti, çantalarını topluyolardı hızlıca"bana inandığınızı söylemiyceksiniz dimi?" dedim o sırada kolumdan çekip merdivenlerden aşağı sürüklemeye başladılar beni" saçmalamayın!" dye bağırıyordum.aşağı indik bu sırada.8-9 metre ilerimizde fotoğraf makineli kıza saldıran zombiyi görebiliyordum, bu kez bi başkasını "yiyordu" .kızı görmek için yerlere bakındım, yerde değildi.

kendisini ısıran zombinin biraz arkasında başka birine saldırmakla meşguldu.yüzü soluk gözüküyordu.bu kadar kısa sürede makyaj yapmasına imkan yoktu biliyordum ama.beni sürükleyen tolgalara baktım bi an için onlar da durmuş görüntüye bakıyorlardı.ama inanmak?saçma gelyiordu..hala..

insanların çoğu yavaştan uzaklaşmıştı,gerçekliğe inanmayan bir kısmıysa hala izliyordu.polisler coplarıyla yakaladıkları zombilere vuruyorlardı ama çokd a başarılı sayılmazlardı.meydan tarafına baktığımda daha çok zombinin geldiğini gördüm, demek ki caddeye inecektik.Hızla döndük ve aşağı ilerlemeye başladık.bizim kadar hızlı giden yok gibiydi insnalar rahatsız olmuşlardı ama yavaş yavaş gidiyorlardı aşağı.anlaşılan kaos havasını yaşayan sadece bizdik.

O an istiklalde market olmayışına lanet ettim.bir an önce şov izleme havasındayken şimdi hayatta kalma güdülerim harekete geçmişti.Yiyecek depolamalıydık, saklanmalıydık, silahlanmalıydık.

biraz ilerde birkaç zombi daha vardı.hızla devam ettik ve onları izleyen kalabalığın etrafından dolaştık.Pizzahut?Burger king?hangisine girmeliydik? lanet yiyeceklere ihtiyacımız vardı.ayrıldık.tolgayla birlikte görüdğümüz ilk büfeye daldık.onu ilk kez böyle ciddi görüyordum.hızla adamın yanına gitti ve bi yumrukla adamı bayılttı.o poşetlere alkol-görünüşe göre ben dahil hepimizin ihtiyacı olacaktı- kuruyemiş falan doldururken ben de sigaralara abandım.onlarca paketi poşete tıkarken  zombileri unutmuştum adeta.birkaç dakika içinde alacağımızı alıp dükkandan çıktık ve galatasaray lisesinin önünde yiğitlerle buluştuk.hızla aşağı doğru ilerlemeye devam ettik.Bu olay düşündüğümüzden çok daha hızlı yayılıyor gibiydi.yukardan gelen çığlıkları duyuyorduk, insanlar iyiden iyiye koşmaya başlamışlardı, bizim de bu gidişle yayan olarak fazla şansımız olmayacktı.Ancak trafik ve kaos ortamında araba çok da dezavantajlıydı.lisenin aşağı inen araçların geçtiği yol tıkanmıştı bile.Hızla koşturup devam ettik, tünelin oraya vardık "girmiyormuyuz?" diye sorduğumda hayır dediler.haklılardı da..içeride bir tane bile onlardan varsa karaköye çıkana kadar hepimizin sonu gelirdi.mecburen yürüyerek devam ettik.her adımda ayaklarım daha fazla ağrıyor, poşetim daha da ağırlaşıyordu adeta ama şikayet etmedim.

sonunda karaköye inmeyi başardık.erkekler nereye gideceklerini tartışırlarken bir sigara yaktım ve sakinleştim biraz.onlarla mı gidecektim? muhtemelen hazırlıklılardı ve zombilere neler yapılabileceği konusunda benden çok şey biliyorlardı.Ama ben hazırlıklı değildim.yurda mı dönmeliydim?yoksa eve mi gitmeliydim? gideceğim yerdne muhtemelen ayrılamayacaktım.Ve evet gitmem şu anda çok zor gözüküyordu.Bikaç saat en fazla 1 gün içerisinde ulaşım iptal olacaktı ve gittiğim yerde tıkanıp kalacaktım.o an yurt gözüme daha korunaklı gözüktü.Telefonuma baktım.Sevgilim mesaj atmıştı, şu an ne kadar meraklansa da ona cevap atamazdım.aileme de ulaşamazdım.muhtemelen bir daha görmeyeceğim aileme.

aramalımıydım onları?uyarmalımıydım?muhtemelen buraya gelmeye çalışacaklardı..bunu göze alamadım.telefonumu cebine atıp yanlarına gittim vedalaşmak için.sigara poşetini yere bıraktım "yollarımız burda ay..""saçmalama!" diye gürlediler.muhtemelen tramwayın son durağına kadar bile dayanamazdım.beni bırakmıyorlardı.kabul etmekten başka çarem yok gibiydi.

"ee..napıyoruz?"

birbirlerine baktılar.evet bir planları vardı ve ben de onlara uyacaktım.


***

yaklaşan zombie walk'un hatrına neko inglor'a ithafen yazdığım hikaye parçası..birden oluştu ilerletirmiyim bilmiyorum hiç ^_^ of bi gelse zombiler ! ah bi gelseler <3

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder